
Zibidi Balıkçı
Edebiyat ya da sanat adına konuşanlar, eline kalem alanlar mangalda kül bırakmayan bir edayla sağa sola bok atarak bir bok yaptıklarını sanırlar. Bilmezler ki yaptıkları şey aslında içindeki kanalizasyon borusunu dışarı akıtıp, kendi bokunda boğulurken milleti de orada boğmadır.
Şiir
yazdığını iddia edip annesine söven, şiirde imge olarak “meni, sperm” gibi
kavramları kullanan ve bununla da şöhret olan sözde “cesur, korkusuz, kalıpları
kıran” özde ise ibne şaircik! Bak, dikkat et eşcinsel ya da homoseksüel
demiyorum. Bilerek ve isteyerek “ibne” diyorum. Çünkü bizim memlekette ibneye
ibne derler. Yaptığı ibneliği yumuşatıp, bu işi hoş gösterecek sıfatları
kullanmazlar. Yani bir adam ibneyse ibnedir ve bir kadın orospuysa orospu,
kaltaksa kaltaktır. Hayat kadını veya sex işçisi diye bir şey yoktur.
Yazdıklarını
şiir diye kakalamaya kalkan, malum medyanın da ibneliğinden ötürü el üstünde
tutup –bu vesileyle de parmaklayan- ortalığa saldığı bu sersem sikin mahsulü
özünde ne şairdir ne de düşünür. Şiir için götünü ele veren adamdan şair olmaz,
bildiğin ibne olur, puşt olur, ama şair olmaz. Bir kadının kasıklarından
aşağıya yanlışlıkla düşürdüğü bu müsvedde veya insan karikatürü diyebileceğim
zerzevatın yazdıkları ağaç katliamına destek olmaktan başka ne işe yarıyor diye
düşünmeden edemiyorum. Ölmüş eşşek bulup sikme derdine düşmüş bu çakal sürüsü
aynada götünü görse ona bile sulanacak kadar tıynetsizdir. Kaldı ki bu ibnenin
bir diğer çeşidi de ne kral bir “ibne” olduğunu saklamak için “ressam” ayaklarına
yatıp kendi götünün resmini çizmişti. Bizim semtte o resmin üstüne kırk yıl
karı görmemiş ameleler bile 31 çekmezler ama Nişantaşı’nda buna sanat
diyorlarmış.
Konuşmak
için götünü, sıçmak için ağzını kullanan bu tayfa elbette ki halkının değerleriyle
kavga edecek, onları insancık olarak görecektir. Siz bu yavşakları “namaz değil
bale” isteklerinden tanırsınız. Birisi bu ibneliğin resmini yapacak, birisi
şiirini yazacak, bir diğer kaşar da kalkıp ideologluğunu yapacak. Zira bunlarda
sike sürülecek akıl yok. Olmadığı için de bu tip kokmayan, bulaşmayan tavşan
boku işlerle uğraşacaklar.
Gözümüz
açık, elimiz götümüzde geziyoruz. Bizim kulağımız arkası da sikilmedi. Neden
mi? Biz bu aydın tavırlı ibneleri, kokanaları kilometrelerce öteden tanırız.
Yağı fazla bulmuş arap gibi başına götüne bulayan bu cibilliyetsizler, Antik
Roma’nın ibnelerine, orospularına baksınlar da biraz bu işin nasıl yapılacağını
öğrensinler. Öyle ha demeyle ibne olunmuyor. Onun da incelikleri var.
Kulağımız
dibinde bağırıp duran bu doğum lekesi zavallılar bizi hedef alacaklar diye de
korkmuyoruz. Götümüzden korksak üç kat pantolon giyerdik. Bizim götümüzde çok
ayı bağırdı ağa! Sıra bu ibneleri ifşa etmeye geldi. Sanat adına, edebiyat
adına, şiir adına ibnelik, kaltaklık, orospuluk yapanları afişe edip lügatle
sikecez. Ahdımız var. Madem götü açıkta geziyor, o zaman biz de alayının üstüne
düşeriz, bizi levyeyle de ayıramazsınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder