15 Ocak 2015 Perşembe

Dergicilikten Kerhaneciliğe Yatay Bi Yol Vardır



 



bi kola bi fante



Edebiyat dünyası çok karmaşık be arkadaş. Her gün yeni bir ıvıra, zıvıra rasgeliyoruz. Çeteci ibnelerden mi dem vuralım, eşeksevicisi götçülerden mi? Bunun cevabı gerçekten çok zor.

Herifçioğlu dergisiyle, yalayıcısı, köpükleyicisi ve saksocusuyla yapıyor artık "piar" çalışmasını. Neymiş efendim, şiirini yayımlarım ama benden bahsedeceksinmiş, dergide yazan diğer çüklere de muamele çekeceksinmiş, twitter'da, facebook'da methiyeler düzecekmişsinmişmişmiş... Hop dedik!



Ulan millet iki paralık olmuş orta yere saçılmış, kimi çok pahalı diye beyin oyuğundan kalkıp, daha ucuz olur diye tahliye çıkışlarını mesken tutmuş, bir ekmeği bölüp de paylaşanı mumla arayacağımız vakte gelip toslamışız, bu adamlar halen dergilerinde tahtcılık, saltanatcılık, sultancılık oynuyor! Kim bunlar abi, kim bunlar? "Söyle götlerini söküp yerlerine tampon çekelim" diye hazırda bekleyen milyonları mağaralarında zor tutuyoruz haaaa.

Aslında hangi dergileri işaret ettiğim ortada. Bunlardan biri Kitap-lık, bir diğeri Notos. Bir de İtibar var fakat onları ifşa etmeye gerek yok zaten bu boku açıktan yiyor onlar. Şahsen tanımam götü tenekelileri ancak tanımamak bunları bilmeye mani değil. Kimi suçlar ayan beyan işleniyor artık, edebiyatın cellatları yok ki giyotini belletsin bunlara. Bunların dilleri de, ruhları da taş abem, taş! Giyotin miyotin kesemez. Neyse ben daha çok Murat Yalçın'la ilgilenecem. O benim alanıma giriyor çünkü. İkimizin de ortak noktası karılar. Ben karılara çok düşkün yavşağın tekiyim, ancak Yalçın'ın beni bozacak çapta atlamışlığı vardır. Mavi sulu denizlere değil tabi, mavi gözlü denizlere! Kitap-lık dergisini de bu atlama işleri için çok iyi kullandı bu güne dek. Bundan sonra da kullanacak tabi. Uslanmaz içteki hayvan. Kendimden biliyorum. Biraz azaltmak mümkündür fakat.

Murat'a zamanında çok tembihledim. Oğlum bak, dergiyi kullanıp karı düşürmeyi bırak, götüne kaçacak diye söyledim hep. Herif bunla da kalmadı çöpçatanlık işleri müdürlüğünü de üstlendi. Gerçi bi bok olmadı. Halen dergiyi de çıkarıyor, bi öykü ya da şiir yayımlama karşılığında akbilini de basıyor bu arkadaş. Notos'un sahibi Semih Aga ise artık yaşlandığı için pek kovalayamıyor tabi. Yeraltında daha güzel olaylarımız var; vajinalı, anüslü, deepblow'lu, hardporn... Zamanında kendisine böyle bi gönderme yapmıştım fakat o da dergi dururken sizin yeraltı dünyanızı sikeyim gibisinden karşılık verdiydi.

Tenekecigillerin durumunu çok bilmiyorum dediğim gibi. Onlara bi tavsiyem var sadece. Dergi üzerinden padişahçılık, sakso yarışı filan yapacaksanız çok güzel mekânlarımız var yeraltında. Dosto'lu, Buko'lu, Fante'li fantezilerin posterlerini de promosyon yaparız. Dergide olmaz bu işler, dergiyle olmaz. Gelin bizim gibi yerin altında yiyin bu boku yemeye bu kadar meraklıysanız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder